NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
يَحْيَى بْنُ
خَلَفٍ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الْوَهَّابِ
بْنُ عَبْدِ
الْمَجِيدِ
حَدَّثَنَا
عَنْبَسَةُ ح
و حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
بِشْرُ بْنُ
الْمُفَضَّلِ
عَنْ
حُمَيْدٍ
الطَّوِيلِ
جَمِيعًا
عَنْ
الْحَسَنِ
عَنْ
عِمْرَانَ
بْنِ
حُصَيْنٍ عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
قَالَ لَا
جَلَبَ وَلَا
جَنَبَ زَادَ
يَحْيَى فِي
حَدِيثِهِ
فِي
الرِّهَانِ حَدَّثَنَا
ابْنُ
الْمُثَنَّى
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الْأَعْلَى
عَنْ سَعِيدٍ
عَنْ قَتَادَةَ
قَالَ الْجَلَبُ
وَالْجَنَبُ
فِي
الرِّهَانِ
İmran b. Husayn'dan rivayet
olunduğuna göre, Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur;
“Yarışta atın (daha
hızlı koşması için) peşine nara atacak bir kimse takmak ve (Yorulduğu zaman
onun yerine yarışa devam etmesi için) yanına yedek bir at almak yoktur."
(Ravilerden) Yahya (b.
Halef, rivayet ettiği) hadisinde, "ödüllü yarışta” kelimesini de ilave
etti.
İzah:
Ebû Dâvud, zekât;
Tirmizi, nikâh; Nesâî, nikâh; hayl; Ahmcd b. Hanbel, II, 59, 180, 215, 216;
III, 162, 197.
Celeb: Zekat toplamakla
görevlendirilen memurun zekatla mükellef olan kişilerin zekatlarını başka bir
adam vasıtasıyla toplatıp ayağına getinmesidir.
Celebin diğer bir
mânâsı da at yarışlarında yarışçılardan birinin kendi atı daha hızlı koşsun
diye nara atması için bir adam tutup hayvanın peşine düşürmesidir ki, mevzumuzu
teşkil eden bu hadis-i şerifte kasdedilen mânâ budur.
Ceneb ise, zekat
verenin zekât malını bulunduğu yerden uzaklaştır-masıdır. At yarışlarında bu
kelime, at yarışlarına katılan bir binicinin atı yorulduğu zaman at değiştirerek
yarışa aynı hızla devam edebilmek maksadıyla yedeğinde ikinci bir at
taşımasıdır. Mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerifte kasdedîlen mânâ budur.
Hz. Nebi bu hadisiyle,
cihada hazırlık maksadıyla düzenlenen at koşullarında celeb ve ceneb tutma yollarına
tevessül etmeyi yasaklamıştın Çünkü bunlar at yarışlarında gözetilen cihada
hazırlanma gayesinin ruhuna aykırı olan ve sadece Ödül kazanmayı hedef alan
tutum ve davranışlardır.